Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
 - Traffic lights are used to direct traffic.
Sami bir film yönetmek istiyordu.
 - Sami wanted to direct a film.
Tom Boston'a direkt uçuş aldı.
 - Tom took a direct flight to Boston.
O bir direkt uçuş mu?
 - Is it a direct flight?
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
 - Tom has a poor sense of direction.
Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?
 - Can we talk to Tom directly?
Çıplak gözle güneşe doğrudan doğruya bakmamalısın.
 - You should never look directly at the Sun with the naked eye.
Umarım yol tariflerim açıktı.
 - I hope my directions were clear.
Anlamıyorum; daha açık olmak zorundasın.
 - I don't understand; you have to be more direct.