Yeni yapılar şehrin ucunda yapılıyor.
- Viele neue Wohnbauten entstehen am Rande der Stadt.
Tokyo'nun nüfusu bizim şehrin nüfusunun beş katıdır.
- Die Bevölkerung von Tōkyō ist fünfmal so groß wie die unserer Stadt.
Bana şehri gösterebilir misin?
- Kannst du mir die Stadt zeigen?
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
- Ein Flugzeug fliegt über der Stadt.
Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Wir leben in einer schönen Stadt.
Şehir yaşamı kır yaşamından tamamen farkldır.
- Das Stadtleben ist vom Landleben gänzlich verschieden.
Roma eski bir şehirdir.
- Rom ist eine alte Stadt.
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.
- Istanbul ist die Stadt, die ihr am meisten gefällt.
Şehir her zaman turistlerle kaynıyor.
- Die Stadt wimmelt von Touristen.
Belediye binası 1895 ve 1897 yılları arasında inşa edildi.
- The town hall was built between 1895 and 1897.
Belediye binası insanlarla doluydu.
- The town hall was full of people.
Bir grup kentin içinden geçit açtı.
- A band led the parade through the city.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır.
- Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.
O bu şehirdeki en büyük oteldir.
- This is the biggest hotel in this city.
I'll show you around the city.
- Ich werde dir die Stadt zeigen.
I will show you around the city.
- Ich werde dir die Stadt zeigen.