التركية - الإنجليزية
تعريف sporcular في التركية الإنجليزية القاموس.
- sporcu
- athlete
The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.
-Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
The German athletes won four gold medals at the luge world championship in Canada.
-Alman sporcular Kanada'daki kızak dünya şampiyonluğunda dört altın madalya kazandılar.
- Sporcu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sportsperson
- sporcu
- sportive
- sporcu
- athletic
- sporcu
- player
- sporcu
- sportsman
He looks like a sportsman, but he is a writer.
-O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.
He had the appearance of a sportsman.
-O bir sporcunun görünüşüne sahipti.
- sporcu
- sportman
- sporcu
- sporting
- sporcu
- sportsmen
- sporcu
- sportsman, athlete, player
- sporcu
- sportsman, gentlemanly player
- sporcu
- sportsmanlike, gentlemanly
- sporcu
- professional athlete; person who engages in sports
- sporcu
- (person) who engages in sports; athletic
- sporcu
- sportswoman
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف sporcular في التركية التركية القاموس.
- Sporcu
- sportmen
- sporcu
- Sporla uğraşan kimse: "Devlet başarılı sporcuyu korur."- Anayasa
- sporcu
- Sporla uğraşan (kimse)
المصطلحات ذات الصلة
sporcular
الواصلة
spor·cu·larResimler
السابق
المفضلات