O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
 - He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.
 - We have hundreds of records in stock.
Dosya bakanlığa gönderildi.
 - The record was sent to the ministry.
Konuşmamızı kaydettim.
 - I recorded our conversation.
Yayını kasete kaydet.
 - Record the broadcast on tape.
İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.
 - The UK employment rate is at a record high.