Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
- Someone left a burning cigarette on the table.
Tom yanan arabadan Mary'yi çıkardı.
- Tom pulled Mary out of the burning car.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.