Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
الإنجليزية - التركية
تعريف size, activity, location, unit, time, and equipment في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Askeri) boyut, faaliyet, konum, birlik, zaman ve teçhizat
- salute
- {f} selamlamak
- salute
- selam vermek
- salute
- selâm duruşu
- salute
- selamlama
Tom selamlamayı unuttu.
-Tom forgot to salute.
Bayrağınızı selamlamam.
-I don't salute your flag.
- salute
- selam verme
- salute
- top ya da bayraklarla selamlamak
- salute
- (Askeri) SELAM VAZİYETİ: Bayrak veya elin, talimnamede tarif edilen şekildeki selamlama vaziyeti
- salute
- selâm göndermek
- salute
- selâm merasimi
- salute
- (fiil) selamlamak, selam vermek, selam durmak, saygı ile selâmlamak
- salute
- {i} öpüşmek (selâm)
- salute
- {i} selam
Devlet başkanı halkı selamladı.
-The president saluted the public.
Özgürlük ülkesi, geleceğin ülkesi, seni selamlıyorum!
-Land of liberty, land of the future, I salute you!
- salute
- {f} selam durmak
- salute
- aşinalık etmek
- salute
- (isim) selam, selamlama, selâm durma, öpüşmek (selâm)
- salute
- selâm çakmak
- salute
- fire a salute top atışıyle selâmlamak
- salute
- selâm verme
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف size, activity, location, unit, time, and equipment في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- salute
size, activity, location, unit, time, and equipment
الواصلة
size, activity, location, unit, time, and e·quip·mentالنطق
Resimler
السابق
المفضلات