Tom seninle bir miting yapmak ister.
- Tom wants to have a meeting with you.
Tom mitinge katılmak için Mary'ye ihtiyaç olduğunu düşünmez.
- Tom doesn't think there is any need for Mary to attend the meeting.
Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.
- Tom's meeting with his boss was very tense.
Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutluydu.
- Meg was happy about meeting Tom again.
O, 2002 yılında parti yönetim kurulu başkanlığına seçildi.
- He was elected chairman of the caucus in 2002.
Diğerleri bir seçim düzenlerken, bazı devletler parti yönetim kurulu tarafından birincil adaylar seçerler.
- Some states select primary candidates by caucus, while others hold an election.
O, atletizm karşılaşmasına katıldı.
- He took part in the athletic meeting.
Karşılaşmamız oldukça raslantıydı.
- Our meeting was quite accidental.