Bu otomatik bir kapıdır.
 - This is an automatic door.
Birçok asansörler otomatik olarak çalışır.
 - Most elevators operate automatically.
Bu kendiliğinden olur.
 - It happens automatically.
Adımı duyduğumda otomatikman cevap verdim.
 - I replied automatically when I heard my name.
Er, ben sadece otomatik vitesli arabaları sürebilirim.
 - Er, I can only drive cars with an automatic transmission.