Seninki de fena değil.
- Yours is not bad, either.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my position.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Defter senin değil, onundur.
- The notebook is not yours. It's his.
Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.
- This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.
Bunlar benim çoraplarım mı yoksa seninkiler mi?
- Are these my socks or yours?