Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
- The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Dolapta Tom'un eşyalarının bulunduğu bir kutu buldum.
- I found a box of Tom's things in the closet.
Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın.
- Please leave my things as they are.
Tom ebeveynlerinden bir şeyler saklayan kişi türü değildir.
- Tom isn't the kind of person who hides things from his parents.
Bütün bu şeyi planlayan kişi sen miydin?
- Were you the one who planned this whole thing?
Biz olaylara kızmamalıyız: onlar hiç umursamıyor.
- We must not get angry at things: they don't care at all.
Olayları gerçekten oldukları gibi görmeye çalış.
- Try to see things as they really are.
Canlılar hücrelerden oluşur.
- Living things are made from cells.
Eğer su olmasa canlılar yaşayamaz.
- If it were not for water, no living things could live.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
- The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger.
Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.
- I'm not good at classifying things.
İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.
- I have so many things I don't need.
İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar.
- People buy things they don't need.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Profesör Brown konuları çok iyi açıklıyor.
- Professor Brown explains things very well.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
- Nobody could explain how the thing was made.
Hiç kimse şimdiye kadar böyle bir şey görmedi.
- No one ever saw such a thing.