sayfanın

listen to the pronunciation of sayfanın
التركية - الإنجليزية

تعريف sayfanın في التركية الإنجليزية القاموس.

sayfa
page

I haven't read the final page of the novel yet. - Romanın son sayfasını henüz okumadım.

I know every word on this page. - Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.

sayfanın arkası
overleaf
sayfanın diğer yüzü
overleaf
sayfanın sağından taşmama
justification
sayfa
leaf

Tom wants to turn over a new leaf. - Tom beyaz bir sayfa açmak istiyor.

Take a leaf out of his book. - Onun kitabından bir sayfa al.

sayfa
page (of a book, newspaper, letter, etc.)
sayfa
sheet

Give me a blank sheet of paper. - Bana boş bir sayfa kağıt verin.

On a separate sheet of paper, describe your best friend: age, where he or she lives, his or her job, etc. - Ayrı ayrı sayfalara, en iyi arkadaşınızı anlatın; yaşı, nerede yaşadığı, işi gibi...

sayfa
(Bilgisayar) pages

The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content. - IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

sayfa
(Bilgisayar) page size
sayfa
(Bilgisayar) folio
sayfa
(Bilgisayar) in page
sayfa
(Bilgisayar) tall
sayfa
paginal
sayfa
subject, topic (of conversation)
التركية - التركية

تعريف sayfanın في التركية التركية القاموس.

Sayfa
sahife
sayfa
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
sayfa
Konu
sayfa
Gazete, dergi gibi yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
sayfa
(Osmanlı Dönemi) sahîfe