sayfada

listen to the pronunciation of sayfada
التركية - الإنجليزية

تعريف sayfada في التركية الإنجليزية القاموس.

sayfa
page

This machine can print sixty pages a minute. - Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

I know every word on this page. - Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.

sayfa
leaf

My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf. - Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı.

Tom promised Mary that he'd turn over a new leaf. - Tom Mary'ye hayatında yeni bir sayfa açacağına söz verdi.

sayfa
page (of a book, newspaper, letter, etc.)
sayfa
sheet

The sheets were soaked with sweat. - Sayfalar terle doldu.

On a separate sheet of paper, describe your best friend: age, where he or she lives, his or her job, etc. - Ayrı ayrı sayfalara, en iyi arkadaşınızı anlatın; yaşı, nerede yaşadığı, işi gibi...

sayfa
(Bilgisayar) pages

The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content. - IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.

This machine can print sixty pages a minute. - Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

sayfa
(Bilgisayar) page size
sayfa
(Bilgisayar) folio
sayfa
(Bilgisayar) in page
sayfa
(Bilgisayar) tall
sayfa
paginal
sayfa
subject, topic (of conversation)
التركية - التركية

تعريف sayfada في التركية التركية القاموس.

Sayfa
sahife
sayfa
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
sayfa
Konu
sayfa
Gazete, dergi gibi yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
sayfa
(Osmanlı Dönemi) sahîfe
sayfada
المفضلات