We went to the coast for our summer vacation.
 - Yaz tatilimiz için sahile gittik.
Driving along the coast is wonderful.
 - Sahil boyunca araba sürmek harika.
He is 60 and still builds sand castles in the shore.
 - O 60 yaşında ve hala sahilde kumdan kaleler inşa eder.
Tom walked along the shore alone.
 - Tom tek başına sahil boyunca yürüdü.
He is a waiter in a seaside restaurant.
 - O bir sahil restoranda garsondur.
An elevated seaside bike path collapsed in Rio.
 - Rio'da bir yüksek sahil bisiklet yolu çöktü.
After dinner, I take a walk on the beach.
 - Akşam yemeğinden sonra, sahilde bir yürüyüş yaparım.
Tom and his friends headed towards the beach.
 - Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti.
They made for the seashore.
 - Onlar sahile doğru gitti.
When I was a child, I used to go to the seashore every summer.
 - Ben bir çocukken, ben her yaz sahile giderdim.
Blackpool is a coastal town.
 - Blackpool bir sahil kasabasıdır.
Timmendorfer Strand is a well-known beach town.
 - Timmendorfer Strand tanınmış bir sahil kasabasıdır.
A coast guard helicopter approached the ship.
 - Bir sahil koruma helikopteri gemiye yaklaştı.
The city has a long coastline.
 - Şehrin uzun bir sahil şeridi var.
We drove along the coast.
 - Sahil boyunca arabayla gezdik.
As far as I can tell, the coast is clear.
 - Bildiğim kadarıyla sahil açık.