What he said is true.
- Onun söylediği doğru.
I remember what he said.
- Onun ne söylediğini hatırlıyorum.
She told me that she had bought a CD.
- Bana bir CD aldığını söyledi.
Don't forget what I told you.
- Sana söylediklerimi unutma.
Please say it in English.
- Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
I've got nothing to say to him.
- Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
This is confidential, I can only tell him personally.
- Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.
I'm confident that Tom will do what he says he'll do.
- Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.
Tell me which of the two cameras is the better one.
- İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.
Could you please tell me why you love her?
- Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?
He received a telegram saying that his mother had died.
- O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.
He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning.
- O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.
If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut.
- Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.
He opened his mouth as if to speak, but didn't say anything.
- Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.