What he said is true.
- Onun söylediği doğru.
I remember what he said.
- Onun ne söylediğini hatırlıyorum.
My father told me not to read a book in my bed.
- Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
She told me that she had bought a CD.
- Bana bir CD aldığını söyledi.
Some doctors say something to please their patients.
- Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
Say it in another way.
- Onu başka bir şekilde söyle.
I'm confident that Tom will do what he says he'll do.
- Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.
I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it?
- Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Please tell me your address.
- Lütfen adresini bana söyle.
He began by saying that he would not speak very long.
- O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.
He received a telegram saying that his mother had died.
- O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.
Tom told his son not to speak with his mouth full.
- Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.
He opened his mouth as if to speak, but didn't say anything.
- Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.