Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- He was ambassador to the United Nations.
İngiltere'ye büyük elçi olarak atandı.
- He was appointed ambassador to Britain.
Büyükelçi bu gece Japonya'dan ayrılıyor.
- The ambassador is leaving Japan tonight.
Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
- Her ambition is to become an ambassador.
Tom her zaman örnek bir hükümete olumlu baktı.
- Tom has always favored representative government.
O, Haiti büyük elçisidir.
- He's the ambassador to Haiti.
Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- He was ambassador to the United Nations.
Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.
- Representative democracy is one form of government.
Bizim milletvekili yeni vergi planına karşı çıktı.
- Our representative argued against the new tax plan.