Tom'u sakinleştirmek için elimden gelenin en iyisini yaptım.
 - I did my best to calm Tom down.
Tom, Mary'yi sakinleştirmek için elinden geleni yaptı.
 - Tom did his best to calm Mary down.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
 - The calm that comes after the storm.
Sakinlik, güçlünün bir erdemidir.
 - Calm is a virtue of the strong.
Bu gibi durumlarda sakin kalmak en iyisidir.
 - In situations like these, it's best to remain calm.
Sakin bir kış akşamıydı.
 - It was a calm winter evening.
Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.
 - Tom's cool, calm, and collected, even under pressure.
Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
 - The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.