Lütfen kasaya ödeyin.
- Please pay at the register.
Her yazar kasada uzun bir sıra vardır.
- There's a long line at every cash register.
Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.
- Tom registered to become an organ donor.
Yarına kadar alacağımız kurslar için kayıt yaptırmalıyız.
- We must register for the courses that we're going to take by tomorrow.
Nerede kaydetmeliyiz?
- Where should we register?
Tom nasıl yapıldığını bana anlattı ama kaydetmedim.
- Tom told me how to do it, but it didn't register.
Kayıt olmak için buraya tıklayın.
- Click here to register.
O sınıfa kaydolacağım.
- I will register for that class.
Kaydolmak zorunda mıyım?
- Do I have to register?
Katılmak istersen, kaydolmak zorundasın.
- If you want to participate, you have to register.
Kaydolmak zorunda mıyım?
- Do I have to register?
Bayan satış elemanı yazarkasayı açamadı.
- The salesgirl couldn't open the cash register.
Tom Mary'yi yazarkasadan parasını çalarken yakaladı.
- Tom caught Mary stealing his money from the cash register.
Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.
- Tom registered to become an organ donor.
Oy vermek için kayıtlı mısın?
- Are you registered to vote?
Bir suçu kaydetmek için mi geldin?
- Have you come to register a crime?