Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

prudent, wise, cautious, modest, sober

listen to the pronunciation of prudent, wise, cautious, modest, sober
الإنجليزية - التركية

تعريف prudent, wise, cautious, modest, sober في الإنجليزية التركية القاموس.

discreet
{s} sağduyulu

Tom sağduyulu, değil mi? - Tom is discreet, isn't he?

Tom'un sağduyulu olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is discreet.

discreet
{s} ağzı sıkı

Merak etme Mary, ben ağzı sıkı olacağım. - Don't worry, Mary, I'll be discreet.

Çok ağzı sıkı olacağım. - I'll be very discreet.

discreet
{s} ihtiyatlı

Tom bana Mary'nin ihtiyatlı olacağını düşündüğünü söyledi. - Tom told me that he thought Mary would be discreet.

Annesi çocuğu ihtiyatlı biçimde gözledi. - His mother discreetly kept an eye on the boy.

discreet
{s} tedbirli
discreet
saygılı
discreet
dikkatli ve nazik
discreet
sakınımlı
discreet
akıllıca
discreet
basiret
discreet
basiretle
discreet
{s} denli, tedbirli; ağzı sıkı, ağzından çıkana dikkat eden
discreet
{s} sır saklayan
discreet
{s} ketum
discreet
ihtiyat

Annesi çocuğu ihtiyatlı biçimde gözledi. - His mother discreetly kept an eye on the boy.

Tom bana Mary'nin ihtiyatlı olacağını düşündüğünü söyledi. - Tom told me that he thought Mary would be discreet.

discreet
basiretli
discreet
akıllı
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} discreet
prudent, wise, cautious, modest, sober
المفضلات