Onu Tom'a kesinlikle söyleyemem.
 - I can't exactly tell Tom that.
Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
 - Tom definitely knows exactly what happened.
Nerede olduğumu kesin olarak bilmiyorum.
 - I don't know exactly where I am.
Ne zaman olduğunu kesin olarak biliyorum.
 - I know exactly when that happened.
Tamı tamına bu ne anlama geliyor?
 - Exactly what does that mean?
O, tam olarak benim istediğimdir.
 - It's exactly what I wanted.
Tam olarak ne yapıyorsun?
 - What exactly are you doing?
Senin yaptığını aynen yapardım.
 - I would've done exactly what you did.
Aynen yapmaya söz verdiğim şeyi yaptım.
 - I've done exactly what I promised to do.
Bu tamamen olmasını beklediğim şey.
 - That's exactly what I expected to happen.
Mektubu açmak zorunda değildim. Ne söylediğini tamamen biliyordum.
 - I didn't have to open the letter. I knew exactly what it said.
Tam olarak ne yapıyorsun?
 - What exactly are you doing?
O, tam olarak benim istediğimdir.
 - It's exactly what I wanted.
O tam olarak doğru bir karşılaştırma değil.
 - That's not exactly an accurate comparison.
Bu tam olarak doğru değil.
 - That isn't exactly right.
Tamamen haklısın, Tom.
 - You're exactly right, Tom.
Mektubu açmak zorunda değildim. Ne söylediğini tamamen biliyordum.
 - I didn't have to open the letter. I knew exactly what it said.