Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
Mantık, yanlış sonuca inançla ulaşmanın sistematik bir metodudur.
- Logic is a systematic method of coming to the wrong conclusion with confidence.
Ekonomide hiçbir sistematik çalışma dayanışmayı öngörmez
- No systematical study in economy assumes solidarity.
Tom düzenli, değil mi?
- Tom is methodical, isn't he?
Tom düzenli olarak çalışır.
- Tom works methodically.
Tom oldukça sistemli.
- Tom is quite methodical.