Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır.
- Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
- Five patients were in the waiting room.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Sabırlı olun lütfen. Bu zaman alır.
- Be patient please. It takes time.
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
- A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
Hastalar çoğunlukla sadece hastalıklarına boyun eğdikleri için ölürler.
- Patients often die simply because they yield to their diseases.
O kızgındı, ama sabırla beni dinledi.
- He was angry, but he listened to me patiently.
O, sabırla onu bekledi.
- She patiently waited for him.
Sadece sabırlı olmak zorundasın.
- You just have to be patient.
Sabırlı olmak zorundasın.
- You have to be patient.
The subject of a passive verb is usually a patient.
... patient at a time. ...
... And I firmly believe that if every empowered patient and ...