parlamaz

listen to the pronunciation of parlamaz
التركية - الإنجليزية
noninflammable
{s} not flammable, does not burn or light up easily; not excitable
parla
shone

The stars shone in the sky. - Yıldızlar gökyüzünde parladı.

My father polished his car till it shone. - Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.

parla
{f} shine

Give my shoes a good shine. - Ayakkabılarımı iyice parlat.

Susan shined your father's shoes. - Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

parla
{f} glisten
parla
{f} blaze
parla
{f} sparkle

Mary's eyes sparkled like diamonds. - Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.

Her eyes sparkled like diamonds. - Onun gözleri elmas gibi parladı.

parla
{f} shining

The child talked with his eyes shining. - Çocuk parlayan gözlerle konuştu.

That actress is the shining star in the company. - O aktris şirketteki parlayan yıldızdır.

parla
{f} glistening
parla
flame

The logs flamed brightly. - Kütükler parlak şekilde alev alev yandı.

parla
coruscate
السويدية - التركية

تعريف parlamaz في السويدية التركية القاموس.

pärla
boncuk
pärla
sedef
pärla
inci
الإيطالي - التركية

تعريف parlamaz في الإيطالي التركية القاموس.

parla
konuşuyor

Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince ingilizceye döndüler. - Tom e Mary stavano parlando francese ma quando Tom è entrato nella stanza sono tornati all'inglese.

Sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun? - Chi sei tu per parlarmi in questo modo?