تعريف otoyollar في التركية الإنجليزية القاموس.
- otoyol
- highway
This highway saves us a lot of time.
- Bu otoyol bize çok zaman kazandırır.
In Austria, you have to pay to use the highway.
- Avusturya'da otoyolu kullanmak için para ödemek zorundasın.
- otoyol
- road
There are roads and freeways wherever you go in America.
- Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.
This road joins the highway there.
- Bu yol orada otoyola katılır.
- otoyol
- {i} motorway
After the junction take the motorway.
- Kavşaktan sonra otoyola git.
The M1 motorway connects London to Leeds.
- M1 otoyolu Londra'yı Leeds'e bağlar.
- otoyol
- expwy
- otoyol
- motor way
- otoyol
- (Kısaltma) hwy
- otoyol
- expressway
The Tomei Expressway connects Tokyo with Nagoya.
- Tomei Otoyolu, Nagoya ile Tokyo'yu bağlar.
- otoyol
- freeway
There was a terrible accident on the freeway yesterday.
- Dün otoyol üzerinde korkunç bir kaza oldu.
My car battery died in the middle of the freeway.
- Arabamın aküsü otoyolun ortasında bitti.
- otoyol
- autobahn
- otoyol
- speedway
- otoyol
- motorway, expressway, freeway otoban
- otoyol
- superhighway
- otoyol
- autostrada
- otoyol
- turnpike
