O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.