on un

listen to the pronunciation of on un
التركية - التركية

تعريف on un في التركية التركية القاموس.

onun
O zamirinin tamlayan durumu eki almış biçimi
الفنلندية - التركية
has un
التركية - الإنجليزية

تعريف on un في التركية الإنجليزية القاموس.

onun
his

His name is Tomoyuki Ogura. - Onun adı Tomoyuki Ogura.

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

onun
her

She promised to meet her at the coffee shop. - Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Her hands were as cold as ice. - Onun elleri buz kadar soğuktu.

onun
its

The eye of a hurricane is its center. - Bir kasırganın gözü onun merkezidir.

You will have guessed its meaning by the end of the chapter. - Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

onun
hers

My books are in Romanian; hers are in English. - Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.

Tom told Mary that he didn't think it was a good idea for her to go jogging in the park by herself. - Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.

onun
thereof
onun
his; her; its