تعريف on; in continuance; without intermission or delay; as, sing away في الإنجليزية التركية القاموس.
- away
- uzakta
O uzakta tatilde olamaz.
-She can't be away on holiday.
Karım uzaktayken zor durumdaydım.
-I am inconvenienced when my wife is away.
- away
- başka yere gitmişolmak
- away
- deplasman maçı
- away
- (zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
- away
- {s} rakip sahada
- away
- devamlı
- away
- kapılmak
- away
- yok
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
-He had no choice but to run away.
Biz yokken eve hırsız girmiş.
-A thief broke into the house while we were away.
- away
- bir tarafa
- away
- bir yere
Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu.
-The balloon was carried away somewhere by the wind.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
-Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
- away
- buradan
Buradan birkaç sokak ileride oturuyor.
-She lives a few blocks away from here.
Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.
-Please go away and stop annoying me.
- away
- -dan
- away
- deplasmanda oynanan
- away
- durmadan
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
-I slept the whole afternoon away.
- away
- -den
- away
- başka yönde
- away
- buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
- away
- kesip atmak
- away
- carry away alıp götürmek
المصطلحات ذات الصلة
تعريف on; in continuance; without intermission or delay; as, sing away في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- away