His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
This is John and that is his brother.
- Bu John'dur ve o da onun biraderidir.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
She was advised by him not to go there by herself.
- Onun tarafından oraya tek başına gitmemesi tavsiye edildi.