Böyle bir şey nasıl farkedilmemiş olabilir?
 - How could something like that have gone unnoticed?
Tom farkedilmeden sınıfa daldı.
 - Tom slipped into the classroom unnoticed.
Tom farkedilmeden binaya girdi.
 - Tom entered the building unnoticed.
Polis işaretsiz arabalarda Dan'ı izledi.
 - Police followed Dan in unmarked cars.
Fadıl, işaretsiz bir mezara gömüldü.
 - Fadil was buried in an unmarked grave.