Yurt dışında seyahat söz konusu değil.
 - Traveling abroad is out of the question.
Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
 - He has unsightly hairs growing out of his ears.
Sanırım sizin bedeniniz bitti.
 - I think we're out of your size.
Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
 - Your opinion seems to be out of date.
Durum hızla denetimden çıktı.
 - The situation quickly got out of hand.
Tom senin dengin değil.
 - Tom is out of your league.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
 - Tom did it out of a sense of justice.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
 - We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
Yüzmede iyi olmadığımdan dolayı, boyumu aşan yerlerde yüzmekten kaçınırım.
 - As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
 - Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
 - I've been out of touch with things for several months now.
O, evin dışına giderken görüldü.
 - He was seen going out of the house.
Beyaz bir köpek evin dışına fırladığında, o kapıyı henüz açmıştı.
 - She had hardly opened the door when a white dog rushed out of the house.
Tavan arasından dışarı çıkma.
 - Don't come out of the attic.
This train will be going out of service at the next station.