Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor.
 - Tom definitely knows exactly what happened.
Bu Tom'un kesinlikle korktuğu şey.
 - That's exactly what Tom was afraid of.
Henüz kesin olarak bilmiyorum.
 - I don't know exactly yet.
Tom kesin olarak ne yapacağımı biliyor.
 - Tom knows exactly what to do.
Tamı tamına bu ne anlama geliyor?
 - Exactly what does that mean?
Uçak tam olarak dokuzda vardı.
 - The plane arrived exactly at nine.
O, tam olarak benim istediğimdir.
 - It's exactly what I wanted.
Senin yaptığını aynen yapardım.
 - I would've done exactly what you did.
Yapmakta olduğum aynen budur.
 - That's exactly what I was doing.
Sally, Bill'le tamamen aynı fikirde değildi ama onu destekledi.
 - Sally didn't exactly agree with Bill, but she supported him.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
 - You and Tom are exactly the same.
Tam olarak ne yapıyorsun?
 - What exactly are you doing?
Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
 - I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
Bu tam olarak doğru değil.
 - That isn't exactly right.
O tam olarak doğru değil.
 - That's not exactly true.
Tamamen haklısın, Tom.
 - You're exactly right, Tom.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
 - You and Tom are exactly the same.