تعريف neglecting في الإنجليزية التركية القاموس.
- ihmal
Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.
- Tom was accused of neglecting his duty.
O, bu günlerde yaptığı araştırmayı ihmal ediyor.
- He is neglecting his research these days.
- neglect
- ihmal
O, bu günlerde yaptığı araştırmayı ihmal ediyor.
- He is neglecting his research these days.
Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
- I cannot, however, neglect his warning.
- neglect
- {f} ihmal etmek
O, görevini ihmal etmekle suçlandı.
- He was blamed for neglect of duty.
Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.
- Tom was accused of neglecting his duty.
- neglect
- ilgisizlik
- neglect
- {f} aldırmamak
- neglect
- boşlamak
- neglect
- aldırmama
- neglect
- savsaklama
- neglect
- bakmama
- neglect
- (Denizbilim) yoksaymak
- neglect
- (Denizbilim) yoksamak
- neglect
- laçka etmek
- neglect
- (Biyokimya) yok saymak
- neglect
- ihmal et
Sağlığımı ihmal ettiğim için pişmanım.
- I regret having neglected my health.
Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.
- Tom was accused of neglecting his duty.
- neglect
- sermek
- neglect
- savsaklamak
- neglect
- yapmayı unutmak
- neglect
- boşlama
- neglect
- yapmamak
- neglect
- ihmal etme
- neglect
- savsak kayıtsız
- neglect
- {i} bakımsızlık
Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.
- The house shows signs of neglect.
- neglect
- neglectfully : ihmal edercesine
- neglect
- ihmal et,v.ihmal et: n.ihmal
- neglect
- {f} unutmak
- neglect
- {f} bakmamak, aldırmamak
- neglect
- {f} asmak
- neglect
- neglectfulness : ihmalkârlık
- neglect
- ihmal edilme/ihmal
- neglect
- (Askeri) İHMAL: Topçu ve deniz topçu ateş desteğinde, son atımların yanlış bilgi ile ateşlendiğini ve atımların doğru bilgi ile tekrar ateşleneceğini belirtmek üzere kullanılan gözetleyiciye/gözlemciye dair bir rapor