Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
 - Bend down. The ceiling is very low.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
 - The actual price was lower than I had thought.
Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor.
 - It doesn't work so well because the battery is low.
Yağmurun yağma ihtimali zayıf.
 - The chance of rain is low.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
 - Low temperatures turn water into ice.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
 - Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
 - His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.