She carried that habit to her grave.
- O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.
They buried him in his grave.
- Onlar onu mezarına gömdüler.
Where is Romeo? This way! To the tomb!
- Romeo nerede? Buradan! Mezara!
When their leader died, they placed his body in a large tomb.
- Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.