mezarlar

listen to the pronunciation of mezarlar
التركية - الإنجليزية
tombs

The pyramids are tombs. - Piramitler mezarlardır.

We visit the tombs of our ancestors on this day. - Biz bu gün atalarımızın mezarlarını ziyaret ediyoruz.

Plural of tomb
mezar
grave

After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave. - Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.

He is digging his own grave. - O, kendi mezarını kazıyor.

mezar
tomb

Where is Romeo? This way! To the tomb! - Romeo nerede? Buradan! Mezara!

When their leader died, they placed his body in a large tomb. - Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.

mezar
{i} vault
mezar
gravestone
mezar
sepulchre
mezar
rest
mezar
burial place
mezar
sepulcher
mezar
bed
mezar
grave, tomb, sepulchre, sepulcher
mezar
burying
التركية - التركية

تعريف mezarlar في التركية التركية القاموس.

MEZAR
(Osmanlı Dönemi) Ziyaret yeri. Ziyaretgâh
MEZAR
(Osmanlı Dönemi) Mezar. Kabir. Ölünün gömüldüğü yer. Makber
Mezar
(Osmanlı Dönemi) TENGNA
mezar
"ziyaret yeri, ziyaret edilen yer" Ölünün gömülü olduğu yer, kabir, sin, makber, gömüt
mezar
Ölünün gömülü olduğu yer, kabir, sin, makber, gömüt: "Mezar, tabuta yakın yerdeymiş ve cenaze dilencilerle kalabalıklaşmıştı."- M. Ş. Esendal