She puts on a lot of lipstick when applying make up.
- O makyaj yaparken bir sürü ruj sürer.
Did you guys make up?
- Siz arkadaşlar makyaj yaptınız mı?
Even when she's not wearing makeup, she's very beautiful.
- O, makyaj yapmadığı zaman bile, o çok güzeldir.
She wears heavy makeup.
- O, koyu makyaj yapar.
I've got to take a make-up test.
- Bir makyaj testi yaptırmam gerekiyor.
A little make-up worked wonders with her.
- Birazcık makyaj onda harikalar yarattı.
Do you want me to paint you?
- Sana makyaj yapmamı ister misin?
He had his wife painted.
- O, karısına makyaj yaptırdı.
I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
- Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.