Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- I want a suit made of this material.
Otomobiller fabrikalarda yapılır.
- Automobiles are made in factories.
Tereyağı sütten yapılır.
- Butter is made from milk.
O hepimiz için kahve yaptı.
- She made coffee for all of us.
Bira şişeleri camdan yapılır.
- Bottles of beer are made of glass.
Bu ürün Çin'de üretilmiştir.
- This product was made in China.
Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
- Tom has made up his mind to go to Boston to study.
Tom ne yapmamızı beklediğini oldukça netleştirdi.
- Tom made it quite clear what he expected us to do.
... made to work, because those numbers might also be poetry or something. Like, it just ...
... giving people AR15 automatic modification kits can't be made to work, or shouldn't be ...