The shy disciple mumbled his answer.
- Utangaç mürit onun cevabını mırıldandı.
I heard him mumble to himself.
- Onun kendi kendine mırıldandığını duydum.
He's mumbling something.
- O bir şey mırıldanıyor.
He was mumbling something.
- O bir şey mırıldanıyordu.
I love you, she murmured and closed her eyes.
- Seni seviyorum, diye mırıldandı ve gözlerini kapattı.
The shy boy murmured his name.
- Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
She is muttering to herself.
- O kendi kendine mırıldanıyor.
She's muttering something.
- O, bir şey mırıldanıyor.