البحث
ترجمة
ألعاب
برامج
سجل
دخول العضو
العيارات
مفكرة
ما يتعلق بنا
الاتصال
الحساب
دخول العضو
سجل
العيارات
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
müsta
التركية - التركية
تعريف
müsta
في التركية التركية القاموس.
المصطلحات ذات الصلة
MÜSTA'BED
(Osmanlı Dönemi)
Köle haline getirilen, kul olan, kulluğu istenen
MÜSTA'BİD
(Osmanlı Dönemi)
Kendine ibadet ettiren
MÜSTA'BİD
(Osmanlı Dönemi)
(Abd. dan) Kul veya köle edinen
MÜSTA'BİR
(Osmanlı Dönemi)
(C.: Müsta'birîn) Rüya tabir ettiren
MÜSTA'BİRÎN
(Osmanlı Dönemi)
(Müsta'bir. C.) Rüyâ tabir ettiren kimseler
MÜSTA'CEB
(Osmanlı Dönemi)
Şaşılacak olan
MÜSTA'CEL
(Osmanlı Dönemi)
Acele yapılması lüzumlu olan, çabuk yapılması gereken
MÜSTA'CELE
(Osmanlı Dönemi)
Büziydan otu
MÜSTA'CELEN
(Osmanlı Dönemi)
(Acele. den) Çabuk ve acele olarak. Sür'atli bir tarzda
MÜSTA'CİB
(Osmanlı Dönemi)
(Aceb. den) Şaşan, taaccüb eden
MÜSTA'CİBEN
(Osmanlı Dönemi)
Şaşakalarak, şaşırarak, taaccüb ederek
MÜSTA'CİL
(Osmanlı Dönemi)
Acele yapan, çabuklaştıran
MÜSTA'Fİ
(Osmanlı Dönemi)
Suçunun bağışlanıp afvedilmesini isteyen
MÜSTA'Fİ
(Osmanlı Dönemi)
Bir işten isteği ile çekilen, istifa eden
MÜSTA'LİM
(Osmanlı Dönemi)
(İlm. den) Mâlumat ve bilgi isteyen
MÜSTA'LİYE
(Osmanlı Dönemi)
(İsti'la. dan) İsti'la eden, yükselen, üstün gelen, üste çıkan
MÜSTA'MEL
(Osmanlı Dönemi)
Eski, köhne
MÜSTA'MEL
(Osmanlı Dönemi)
Kullanılan, kullanılmış
MÜSTA'MER
(Osmanlı Dönemi)
Muhacir yerleştirilerek imar edilen yer
MÜSTA'MER
(Osmanlı Dönemi)
Müstemleke, sömürge
MÜSTA'MERÂT
(Osmanlı Dönemi)
(Müstâ'mere. C.) (Umrân. dan) Sömürgeler, müstemlekeler
MÜSTA'MİL
(Osmanlı Dönemi)
İstimal eden, kullanan
MÜSTA'MİR
(Osmanlı Dönemi)
Müstemlekeci. Sömürgeci
MÜSTA'MİR
(Osmanlı Dönemi)
İsti'mar eden, bir yere muhacir yerleştirerek orasını mâmur hâle getiren
MÜSTA'REB
(Osmanlı Dönemi)
Araplaşmı
MÜSTA'RİB
(Osmanlı Dönemi)
(Arab. dan) Araplaşmış. Aslen Arap olmadığı hâlde sonradan Araplaşmış olan
MÜSTA'RİK
(Osmanlı Dönemi)
(Arak. dan) Terlemek için yatan
MÜSTA'TIF
(Osmanlı Dönemi)
(Atıfet. den) Sevgi ve şefkat isteyen
MÜSTA'TIFÂNE
(Osmanlı Dönemi)
f. Şefkat istercesine, sevgi taleb edercesine
MÜSTA'TIR
(Osmanlı Dönemi)
Kendine gökçek ve güzel kokular sürünen
MÜSTA'TÎ
(Osmanlı Dönemi)
Bahşiş isteyen
MÜSTA'TİB
(Osmanlı Dönemi)
Afv talep eden, afvını isteyen
MÜSTA'ZIM
(Osmanlı Dönemi)
Gururlu, kibirli, enaniyetli
MÜSTA'ZIM
(Osmanlı Dönemi)
(Azm. den) Büyük gören, isti'zam eden, büyük tutan
müsta
الواصلة
müs·ta
المترادفات
must've
علم أصول الكلمات
() Written form of a reduction of "must have".
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
السابق
müsta
sich beliebt machend
die verausgabung von falschgeld
müzne
brujas
waldeyer
halbleiter
المزيد...
امسح
المفضلات
المزيد...
امسح