ألمانية - التركية
تعريف lyrik في ألمانية التركية القاموس.
- [die] lirik şiir
- {'lü: rik} e lirik şiir
- lirizm
- şiirsellik
الإنجليزية - التركية
تعريف lyrik في الإنجليزية التركية القاموس.
- verse
- mısra
Son iki mısrayı çıkararak, o şarkıyı söyleyeceğiz.
-We'll sing that song, omitting the last two verses.
- lyrics
- güfteci
- lyric poetry
- lirik şiirler
- lyrics
- güfte
Ne yazık ki bu şarkının güftesini bulamıyorum.
-Unfortunately I can't find the lyrics for this song.
- lyrics
- şarkı sözleri
Eğer şarkı sözlerine bakarsan, çok anlam taşımıyor.
-If you look at the lyrics, they don't really mean much.
Şarkı sözlerini hatırlayamıyorum.
-I can't remember the lyrics.
- verse
- nazım
- verse
- şiir
Bu şiir her birinin beş dizesi olan dört kıtadan oluşur.
-This poem is composed of four verses, each of which has five lines.
- lyrics
- i., çoğ. (şarkıya ait) sözler
- lyrics
- {i} lirik güfte
- lyrics
- (isim) lirik güfte
- verse
- {i} dörtlük
- verse
- şiir yazmak
- verse
- {i} koşuk, nazım: in verse rather than in prose düzyazıdan ziyade
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف lyrik في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- lyric poetry
- lyricism
- verse
- lyrics
- Am Sonntag gab er eine Lesung seiner eigenen Lyrik.
- On Sunday, he gave a recital of his own poems
- Er hat auch in Versform gedichtet / Lyrik geschrieben.
- He also wrote some verse
- Seine Lyrik ist voller Gegensätze und Kontraste.
- His poetry is full of oppositions and contrasts
- Seine Lyrik ist voller biblischer Anspielungen.
- His poetry is full of biblical allusions
- die Lyrik des achzehnten Jahrhunderts
- eighteenth-century verse
- mein Verständnis davon, was Lyrik ausmacht
- my definition of what constitutes poetry