İngilizce öğrenmeye ne zaman başladın?
- Wann hast du angefangen, Englisch zu lernen?
O radyoda İspanyolca öğrenmeye başladı.
- Er begann Spanisch im Radio zu lernen.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Birazcık öğrenme tehlikeli bir şeydir.
- A little learning is a dangerous thing.
İngilizce öğrenerek iyi zaman geçirdik.
- We had good time, learning English.
Yaratıcılığım modern dilleri öğrenerek bir çıkış noktası buluyor.
- My creativity finds an outlet through learning modern languages.
Dil öğrenimi sayı sistemi gibidir; onun bir başlangıcı vardır ama sonu yoktur.
- Language learning is like the number system; it has a beginning but doesn't have an end.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
- Tom has lost interest in studying French.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
O, piyanoyu öğreniyor.
- She is learning the piano.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
Bilgiye değer verip öğrenmek Yahudilerin tekelinde değildir.
- Learning and cherishing data are not just the domain of Jewish people.
Ben bir bilim öğrenmekteyim.
- I have been learning a science.
Smith has spent years studying the effects of sleep and sleep loss on memory and learning.
- Smith hat jahrelang die Auswirkungen von Schlaf und Schlafmangel auf das Gedächtnis und das Lernen untersucht.
Learning a foreign language is interesting.
- Es ist interessant, eine Fremdsprache zu lernen.