Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.
 - Permanent peace is nothing but an illusion.
İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur.
 - It is difficult to find a well paid permanent job.
Herkes kalıcı barış istiyor.
 - Everybody wants permanent peace.
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
 - Mrs. Brown warned Beth that if she didn't eat properly she would be permanently overweight.
Süreklilik ekstra bir maliyettir.
 - A permanent is extra.
Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.
 - The man turned permanently blue after he drank the silver solution.