Niçin bol zaman olduğunu söylemeyi sürdürüyorsun?
 - Why do you keep saying there's ample time?
Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.
 - We have ample time to catch our train.
On milyon yen proje için yeterli olacaktır.
 - Ten million yen will be ample for the project.
Çatı katında geniş bir oda var.
 - There's ample room in the attic.
Bu ürün için geniş bir pazar var.
 - There is an ample market for this product.