klausur

listen to the pronunciation of klausur
ألمانية - التركية
[die] kapalı yer; kapalı yerde yapılan sınav
vize sınavı
الإنجليزية - التركية

تعريف klausur في الإنجليزية التركية القاموس.

exam
{i} imtihan

İmtihanı geçebilmesi lazım, zira kabiliyeti var. - He must be able to pass the exam since he has the capacity.

retirement
{i} emeklilik

Emeklilikten sonraki hayatı mutsuzdu. - His life after retirement was unhappy.

Emeklilik hakkında mutlu olduğumu söyleyemem. - I can't say I'm happy about retirement.

exam
{i} sınav

Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir. - If she studied hard, she could pass the exam.

Sınavda başarısız olarak hakettiğin cezayı gördün,sınava hiç çalışmadın. - It serves you right that you failed your exam. You didn't study for it at all.

exam
i., k.dili. sınav, imtihan
retirement
(Kanun) itfa
retirement
emekliye ayrılma
exam
{i} muayene

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı. - Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.

Doktor bebeği muayene etti. - The doctor examined the baby.

retirement
(Askeri) Geri harekat (planlı taktik hrk)
retirement
tekaütlük
retirement
(isim) emeklilik, emekliye ayrılma, inziva, köşesine çekilme, geri çekilme, tedavülden kaldırma, gizli yer, çekilme, inziva yeri
retirement
{i} gizli yer
retirement
{i} bir köşeye çekilme
retirement
{i} tedavülden kaldırma
retirement
{i} inziva
retirement
{i} köşesine çekilme
ألمانية - الإنجليزية