klar ersichtlich

listen to the pronunciation of klar ersichtlich
الإنجليزية - التركية

تعريف klar ersichtlich في الإنجليزية التركية القاموس.

obvious
{s} besbelli

Onun midesinin niçin ağrıdığı besbelli. - It's obvious why his stomach hurts.

Onun beni sevdiği besbelli. - It's very obvious that he likes me.

obvious
{s} açık

Bu içecek açıkça çayla aynı tada sahip. - This drink's flavor is obviously that of tea.

Mantık açıkça senin güçlü noktandır. - Logic is obviously your strong point.

obvious
vazıh
obvious
gün gibi ortada
obvious
bedihi
obvious
obviously açıkça
obvious
gün gibi açık
obvious
celi
obvious
gözle görünen
obvious
belli

Tom'un acı içinde olduğu belliydi. - Tom was obviously in pain.

Tom'un zengin bir adam olduğu belliydi. - Tom was obviously a rich man.

obvious
apaçık

Onun beni sevdiği apaçık. - It's very obvious that he likes me.

Sanırım bu apaçık, değil mi? - I think it's obvious, don't you?

obvious
{s} belli, açık, apaçık, aşikâr
obvious
obviousness aşikârlık
obvious
açıklık
obvious
{s} ortada

Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır. - In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.

Tom ve Mary'nin birbirlerinden hoşlandığı ortada. - It's obvious Tom and Mary like each other.

ألمانية - الإنجليزية
clearly evident (apparent)
obvious
clearly evident