Frank was waiting with pleasure for the date in the evening.
 - Frank keyifle akşamki randevuyu bekliyordu.
Tom was caught joyriding in a stolen vehicle.
 - Tom bir çalınan aracın içinde keyif binişinde yakalandı.
You will derive great pleasure from this book.
 - Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.
This book will give you great pleasure.
 - Bu kitap sana büyük keyif verecek.
Tom is blissfully happy.
 - Tom keyifli şekilde mutlu.
You don't need much to be blissfully happy.
 - Keyifli bir şekilde mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacın yok.
I think people are delighted.
 - İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
We've had a most delightful day.
 - Çok keyifli bir gün geçirdik.
She came home in low spirits.
 - O, eve keyifsiz geldi.
Tom decided to just kick back and relax.
 - Tom sadece keyif çatmaya ve dinlenmeye karar verdi.
They'll cheer you up.
 - Seni keyiflendirecekler.
This will cheer you up.
 - Bu sizi keyiflendirecek.
For the past few days Jane has been quiet and out of humor.
 - Son birkaç gündür Jane sessiz ve keyifsizdir.