kazılmış

listen to the pronunciation of kazılmış
التركية - الإنجليزية
dug
excavated
kaz
goose

I aimed at a sparrow, but shot down a goose. - Bir serçeye nişan aldım ama bir kaz vurdum.

He often goes off on wild goose chases. - O sık sık yabani kaz kovalamaya gider.

kaz
dope
kaz
fool
kaz
{f} dig

You can dig dirt from the ground. - Yerden kir kazıyabilirsin.

This machine can dig giant holes. - Bu makine muazzam çukurlar kazabilir.

kaz
idiot
kaz
delve
kaz
dig up

When spring comes, they dig up the fields and plant seeds. - İlkbahar geldiğinde onlar tarlaları kazarlar ve tohumları ekerler.

kaz
excavate

The team excavates carefully for the archaeologists. - Takım, arkeologlar için dikkatle kazar.

kaz
{f} digging

One man was seen digging with his bare hands. - Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.

Tom is digging a hole. - Tom bir çukur kazıyor.

kaz
{f} excavated
kaz
{f} dug

Tom dug a hole in his front yard. - Tom ön avlusunda bir çukur kazdı.

Tom dug a grave for his dog. - Tom köpeği için bir mezar kazdı.

kaz
dig with
kaz
geese

They watched the geese till it was dark. - Onlar karanlık çökene kadar kazları izlediler.

Geese fly in a V shape. - Kazlar V biçiminde uçarlar.

kaz
slang pimp, procurer. Agop'un
kaz
gander
kaz
slang boisterous person, rowdy
kaz
stupid; dumbbell
kaz
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: Anserinae) goose
kaz
goose, gander; fool, idiot, ass, dope
kaz
pickaxe
kaz
(Anatomi) anser
kaz
digup
التركية - التركية

تعريف kazılmış في التركية التركية القاموس.

Kaz
bat
Kaz
(Osmanlı Dönemi) BATT
KÂZ
(Osmanlı Dönemi) (Gâz) f. Makas
kaz
Budala
kaz
Ham ipek ibrişim
kaz
Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser)