kayboldun

listen to the pronunciation of kayboldun
التركية - الإنجليزية
You have lost
kaybol
disappear

Tom disappeared without leaving a trace. - Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.

To my amazement, it disappeared in an instant. - Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.

kaybol
got lost
kaybol
melt away
kaybol
(Argo) bite me
kaybol
become lost
nereye kayboldun
where did you disappear to?where did you go? where have you been?
kaybol
get lost!

Wherever I may go, I will get lost. - Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.

I am afraid that you will get lost. - Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.

kaybol
get lost

I have a good sense of direction, so I don't get lost. - Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.

You can't get lost in big cities; there are maps everywhere! - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!

nereye kayboldun
where did you disappear to