kaybedilme

listen to the pronunciation of kaybedilme
التركية - الإنجليزية

تعريف kaybedilme في التركية الإنجليزية القاموس.

kaybet
lose

Tom never loses his cool. - Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.

I was beginning to lose my cool. - Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.

kaybet
mislay
kaybet
{f} losing

I can't talk with my father without losing my temper. - Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.

She forgave him for losing all her money. - O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.

kaybet
{f} lost

Tom lost no time in parting with the money. - Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.

They lost no time in leaving their home. - Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.

kaybedilmek
be lost
kaybet
forfeit
kaybet
mislaid

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.

التركية - التركية
Kaybedilmek işi
kaybedilmek
Kaybetmek işi yapılmak
kaybedilmek
Kaybetme işi yapılmak