Tom swerved hard, losing control of his car.
- Tom arabasının kontrolünü kaybederek yoldan çıktı.
If you aren't careful about what you eat, you'll put back on all the weight that you spent so much time losing.
- Eğer ne yediğine dikkat etmezsen, bu kadar uzun zaman kaybederek verdiğin bütün kiloyu geri alacaksın.
Being on the losing team is disappointing.
The yen is expected to lose value against the dollar.
- Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
Don't lose confidence, Mike.
- Güvenini kaybetme, Mike.
I can't stand losing her.
- Ben onu kaybetmeye dayanamam.
I'm not worried about losing my job.
- İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.
Tom lost no time in parting with the money.
- Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.
I have lost my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.